- Temmuz 24, 2021
İlaç kadar etkili 9 mucize baharat
Baharatlar sadece yemeklere lezzet vermiyor aynı zamanda onlar, doğal birer ilaç. Hepimizin mutfağında bulunan baharatlar, türlü hastalıkların tedavisinde de kullanılabiliyor. İşte İlaç kadar etkili 9 mucize baharat… Hangi baharat, hangi rahatsızlığa iyi geliyor derseniz, buyurun birlikte bakalım…
Baharatlar diğer bitkilerden biraz daha öncelikli ve önemlidir. Çünkü sindirim sisteminden kan şekeri metabolizmasına, yağ yakımından kolesterol düşürmeye kadar direkt etkili rollere sahiptir. Tıbbi aromatik baharatlardan kimyon ve safran ülkemizde uzun yıllardır üretilirken çörek otu, anason, kırmızı biber, kekik, nane ve rezede de yaygın bir şekilde üretimi yapılmaktadır. Peki ne gibi yararları var derseniz? Antidiyabetik, kardiyovasküler sistemi koruyucu, antitiroid, spazm çözücü, antihelmintik, ağrı kesici, alerji düzenleyici, tansiyon düşürücü ve enfeksiyon hastalıklarından koruyucu gibi birçok faydaları mevcuttur. O zaman mutfaklarınızda kolay kullanabileceğiniz tıbbi özellikleri olan dokuz baharat ve kullanım yararlarını merak ediyorsanız detaylar sayfamızda.
İlaç kadar etkili 9 mucize baharat
Mis gibi kokan tarçına bu keskin ve tarçına has kokuyu veren madde sinnamaldehit adlı bileşiktir. Bu bileşik tarçının tıbbi bir baharat olarak kullanılmasında rol oynar. Tarçın aslında kabızlık ve karın ağrılarının azalmasına yardımcı olur. Tarçın kullandığınızda ülserden korunursunuz, alerjenlere karşı vücudu temizlersiniz, damar açıcı etkisinden dolayı tansiyonu dengeler ve bakterilerin aşırı çoğalmasını engelleyerek enfeksiyonlardan korunursunuz.
Allisin biyoaktif bileşiği içeren sarımsak tansiyon dengeleyici ve doğal antibiyotik olarak biliyoruz ancak bu sülfürlü özel bileşiğin karaciğerde toksinlerin bedenden uzaklaştırmasını kolaylaştırırken mükemmel kolesterol düşürücü olduğu da bilimsel kanıtlar arasındadır. Bu nedenle sağlıklı bireyler elbette sarımsağı her gün yemeli. Ama özellikle kalp hastaları, hipertansiyon sorunu olanlar, kan yağları yüksekliği ile giden ailesel hipertrigliseridemi gibi rahatsızlıkları olanlar için tıbbi etkisi sebebiyle muhakkak günde en az iki diş olacak şekilde tüketmeleri çok önemlidir. Aktif ülseri olanların ve kanama riskli hastaların sarımsak tüketirken dikkatli olmalarını da belirtmeliyim.
Literatürde bu ağacın reçinesine sakız ağacı reçinesi deniyor. Bilimsel çalışmalarda ise sandaloz sakızı diye geçiyor. Aslında muhallebi yapımında kullanılan sakız ağacı reçinesi birçok rahatsızlığa deva diyebilirim. Balgam söktürücü, diş etlerini kuvvetlendirmek, ağız kokusunu gidermek için süper etkili olsa da tıbbi olarak mide ve onikiparmak bağırsağı ülserlerinin tedavisinde yararlı olduğu, tıp araştırmalarında belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda, kanda kolesterol ve karaciğer enzimlerini düşürdüğü için kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması tedavisinde önemli olduğu bildirilmiştir. Düşük dozda sakız ağacı sakızı yani reçinesi kullanımının kan şekerlerini düşürebildiği gösterilmiştir.
Ülkemizde aşotu olarak tanınan kişniş taze ve kuru baharat şeklinde tercih edilir. Taze kişniş tadı buruktur, çoğu kişi taze kişniş yemekten itina etse de bu baharatın hem tazesi hem de kurusu tıbbi bitkidir. Genel olarak sakinleştirici, ağrı kesici ve kuvvet kazandırıcı olarak tüketilmektedir. Kişniş, bilimsel çalışmalarda kilo alamayanlar için müthiş bir parazit düşürücüdür. Özellikle kişniş tohumunun, çay şeklinde demleyip günde sabah ve akşam yemeklerden sonra birer bardak içilmesi, kilo almayı önleyen parazitlerin vücuttan atılmasını sağlamaktadır. Kişniş kullanımı karaciğer yağlanmasını tedavi edici niteliktedir.
Hazımsızlığı gidermek için kullanılan kimyon ayrıca çok iyi gaz gidericidir. Mesela kuru baklagilleri oda ısısındaki suda 12-24 saat kadar beklettikten sonra ıslatma suyu dökülüp az suda düdüklü tencerede kimyon ile pişirildiğinde gaz yapıcı etkisi de kaybolmaktadır. Kronik kabızlığı olanlar mutlaka düzenli olarak kimyon kullanmalıdır. Çünkü kimyon sindirim kanalını uyarıcı, sindirim sistemindeki enzimlerin de çalışma kapasitelerini arttırıcı etkiye sahiptir. Kimyonda terpenler, fenoller, flavonoidler ve alkaloidler gibi potansiyel sağlığı iyileştirici birçok besin öğesi mevcuttur. Bu besin bileşenleri vücudu zararlı maddelerden arındırır ve bedenin iç temizliğini destekler.
Zencefilin sağlığa faydalı etkisinin; polifenoller, flavonoidler ve beta karoten gibi farklı antioksidanlara bağlı olduğunu biliyoruz. Ve zencefil demir, bakır, manganez, krom ve çinko gibi metabolizmamızı hızlandıran en önemli minerallerin de süper kaynağı. Burada dikkat etmemiz gereken en önemli noktanın zencefilin mutlaka taze kök olarak tüketilmesini sağlamak. Çünkü taze kök zencefilde metabolizmayı düzene sokan bu besin bileşenleri daha fazla bulunmakta. Genel kanser tedavilerinde uygulanan kemoterapinin en sık gözlenen yan etkisi olan tat kaybı ve bulantı şiddetini azaltmak için de kullanılabilir.
Zerdeçal içerisinde bulunan kurkuminoid adlı bitkisel bir bileşiklerden dolayı özellikle anti-inflamatuvar etkili bir baharattır. Yani vücutta otoimmün sistem hastalıklarını tetikleyen anormal metabolizmayı duraksatan role sahiptir. Zerdeçal tükettikten sonra maalesef bağırsaklardan emilimi de az olduğu için kana geçişi de fayda görecek düzeye ulaşmamaktadır. Bu nedenle zerdeçalın bağırsaklarda emilimini arttıracak beslenme stratejisi yaparak kanser, insülin direnci, diyabet ve Alzheimer hastalıklarına karşı da etkin olmasını sağlamalısınız.
Acı biberde bulunan kapsaisin, metabolizmayı güçlendiricidir ve vücut ısısını yani termojenezisi arttırarak kalori yakımının da bir nebze artmasına yardımcı olur. Fakat acı biberin kilo kontrolündeki önemi iştahı azaltarak, daha uzun süre doygun hissetmeyi sağlayarak ve öğünde daha az yemey iteşvik ederek sağlamasıdır diyebilirim. Acı biber enfeksiyonlara karşı mideyi koruyabilecek tıbbi bir özelliğe sahiptir. Günde bir tatlı kaşığı acı biberin, sağlıklı bağırsak için ideal miktar olduğunu hatırlatmak isterim.